Plasenta, bebeğin gelişimi için hayati öneme sahip bir organdır. Bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında besin ve oksijen sağlamak gibi önemli işlevleri vardır. Plasentada kist ve lakün (lake) adı verilen yapılar görülebilir. Bu yapılar genellikle ultrason sırasında tespit edilir ve çoğu zaman ciddi bir sorun oluşturmaz. Ancak bazı durumlarda daha yakından takip gerektirebilir. Bu yazıda, plasental kistler ve lakünler hakkında bilmeniz gereken tüm bilgileri bulabilirsiniz.
PLASENTADA KİST NEDİR?
Plasental kist, plasenta içinde sıvı dolu keseciklerin oluşması durumudur. Bu kistler genellikle gebelik sürecinin bir parçası olarak gelişir ve çoğu zaman bebeğin sağlığına veya gebeliğin gidişatına olumsuz bir etkisi olmaz. Plasental kistler birkaç farklı şekilde ortaya çıkabilir:
- Küçük ve Tek Kistler: Genellikle masum yapılar olarak kabul edilirler ve herhangi bir müdahale gerektirmezler.
- Çoklu Kistler: Birden fazla kistin görülmesi durumunda doktorunuz plasentanın işlevini ve bebeğin gelişimini daha yakından izlemek isteyebilir.
PLASENTADA KİST VE LAKÜN NEDENLERİ
Plasental kistlerin tam nedeni her zaman bilinmemekle birlikte, genellikle plasentadaki küçük kan damarlarının bir şekilde genişlemesi veya sıvı birikmesi sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Çoğu plasental kist, hamileliğin erken döneminde tespit edilse bile genellikle bir sorun yaratmaz ve gebeliğin ilerleyen haftalarında kaybolabilir.
PLASENTADA LAKÜN NEDİR?
Plasental lakün, ultrason sırasında plasenta içinde görülen sıvı dolu boşluklardır. Bu boşluklar, plasentada kanın biriktiği küçük havuzlar gibidir. Lakünler genellikle hamilelik ilerledikçe ultrasonla tespit edilir. Birçok durumda lakünler de bebeğin sağlığına zarar vermez, ancak bazı durumlarda plasentanın işlevini değerlendirmek için daha yakın takip gerekebilir.
Lakünler bazen plasenta yerleşim sorunlarıyla ilişkili olabilir, özellikle de plasentanın rahim duvarına anormal şekilde yapıştığı plasenta akreta gibi durumlarda daha dikkatli değerlendirilir.
PLASENTADA KİST VE LAKÜNLERİN BELİRTİLERİ
Plasental kistler ve lakünler genellikle herhangi bir belirti vermez ve hamilelik sırasında yapılan rutin ultrason kontrolleri sırasında fark edilirler. Çoğu kadın, plasental kist veya lakün olduğunu doktorları söylediğinde öğrenir ve çoğunlukla ekstra bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Ancak doktorunuz, kistlerin veya lakünlerin boyutuna ve sayısına göre gebeliğiniz boyunca ekstra ultrason takipleri önerebilir.
PLASENTADA KİST VE LAKÜNLER NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Plasental kistler ve lakünler genellikle gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde yapılan rutin ultrason muayeneleri sırasında tespit edilir. Ultrason, plasentanın yapısını ve işlevini incelemek için kullanılan güvenilir bir yöntemdir. Bu yapılar, plasentada sıvı dolu boşluklar olarak görünür.
Doktorunuz plasental kist veya lakün tespit ettiğinde, bebeğin büyümesi ve plasentanın işlevi hakkında ek değerlendirmeler yapabilir. Doppler ultrason gibi ek görüntüleme yöntemleri kullanılarak plasentanın kan akışı ve bebeğin gelişimi izlenebilir.
PLASENTADA KİST VE LAKÜNLERİN RİSKLERİ NELERDİR?
Çoğu durumda plasental kist ve lakünler gebelik için ciddi bir risk oluşturmaz. Ancak bazı durumlarda daha yakından takip edilmesi gereken durumlar ortaya çıkabilir:
- Plasenta Akreta Riski: Plasental lakünler, plasenta akreta gibi daha ciddi plasenta yapışma sorunlarıyla ilişkili olabilir. Bu durumda, plasenta rahim duvarına daha derin yapışmış olabilir ve doğum sırasında plasentanın ayrılması zor olabilir.
- Fetal Gelişim Geriliği: Çoklu veya büyük plasental kistler, bebeğe yeterli oksijen ve besin taşınmasını engelleyebilir. Bu da bebekte büyüme geriliği riskini artırabilir.
- Erken Doğum: Nadiren, plasental kist veya lakünlerin varlığı erken doğum riskini artırabilir.
Bu riskler her zaman ortaya çıkmaz, ancak doktorunuz bu durumu izlemek için düzenli kontroller yapacaktır.
TEDAVİSİ NASILDIR?
Çoğu plasentada kist ve lakün tedavi gerektirmez ve sadece yakından izlenir. Doktorunuz, gebelik boyunca plasentanın işlevini ve bebeğin gelişimini kontrol etmek için düzenli ultrasonlar yapabilir. Eğer kistlerin ya da lakünlerin büyümesi veya çoğalması gibi bir durum söz konusu olursa, doktorunuz daha detaylı incelemeler yapabilir.
- Yakın Takip: Plasentada kist veya lakün, gebelik boyunca doktorunuz tarafından takip edilir. Çoğu zaman doğumdan önce kendiliğinden kaybolur veya küçülür.
- Doğum Planlaması: Eğer plasenta akreta veya fetal gelişim geriliği gibi komplikasyonlar tespit edilirse, doktorunuz erken doğum veya sezaryen doğum gibi önlemler alabilir.
KORUNMA
Plasental kist veya lakünlerden tamamen kaçınmak mümkün olmayabilir çünkü genellikle gebeliğin doğal bir sonucu olarak gelişirler. Ancak sağlıklı bir gebelik geçirmek için şu adımları atabilirsiniz:
- Düzenli Doktor Kontrolleri: Gebelik sürecinde düzenli ultrason ve doktor kontrollerine gitmek, plasentada oluşabilecek sorunları erken tespit etmek açısından önemlidir.
- Sağlıklı Beslenme: Gebelik boyunca dengeli ve sağlıklı beslenmek, bebeğin ve plasentanın sağlıklı gelişimi için önemlidir.
- Sigara ve Alkol Kullanımından Kaçınma: Sigara ve alkol kullanımı plasentanın sağlıklı çalışmasını olumsuz etkileyebilir. Bu maddelerden kaçınmak, sağlıklı bir gebelik süreci geçirmenize yardımcı olur.
SONUÇ
Plasentada kist ve lakün genellikle gebelikte rutin ultrason sırasında tespit edilen ve çoğu zaman endişe yaratmayan yapılar olsa da, bazı durumlarda daha yakından izlenmeleri gerekebilir. Plasenta, bebeğinizin sağlıklı gelişimi için hayati bir rol oynar ve plasentadaki herhangi bir anormallik doktor tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir. Düzenli doktor kontrollerine gitmek ve gebelik sürecinizi doktorunuzla birlikte yönetmek, sağlıklı bir doğum yapmanıza yardımcı olur.
Plasental Göller
Tanım
Plasental göller, plasentanın ultrasonografik incelemesinde hiperekoik (parlak) bir plasental taban ile kaplı hipoekoik (koyu) veya anekoik (siyah) alanlar olarak görülen yapılardır. Bu alanlar, genellikle maternal kanla dolu boşluklardır ve plasentanın villöz (tüylü) olmayan kısımlarını temsil eder. "Plasental göl" terimi ilk olarak 1980’lerde tanımlanmış ve o zamandan beri yaygın bir ultrason bulgusu olarak kabul edilmiştir.
Görülme Sıklığı
Plasental göller, gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterlerinde sıkça gözlemlenen bir bulgudur. Normal gebeliklerin yaklaşık %20-40’ında görülür ve genellikle endişe yaratmaz. Görülme sıklığı, ultrason ekipmanının kalitesine, operatörün deneyimine ve gebeliğin haftasına bağlı olarak değişebilir.
Ultrason Bulguları
- Görünüm: Plasental göller, plasenta içinde düzensiz şekilli, hipoekoik veya anekoik alanlar olarak belirir. Kenarları genellikle iyi tanımlıdır ve hiperekoik plasental doku ile çevrilidir.
- Boyut: Çoğu plasental göl küçük boyutludur (1-2 cm), ancak bazı durumlarda daha büyük olabilir (3 cm veya daha fazla).
- Doppler Özellikleri: Renkli Doppler ultrason ile incelendiğinde, plasental göllerde genellikle düşük hızda maternal kan akışı görülür. Bu akış, türbülanslı olabilir ve "göl dalgası" etkisi olarak tanımlanır. Fetal kan akışı ile karıştırılmamalıdır.
- Konum: Genellikle plasentanın maternal yüzeyine yakın yerlerde bulunur.
Klinik Önemi
- Normal Gebeliklerde: İzole plasental göller (başka bir anormallik olmadan görülenler), genellikle normal bir varyasyon olarak kabul edilir ve fetal veya maternal sonuçlar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip değildir. Çoğu durumda, gebelik ilerledikçe boyutları küçülür veya kaybolur.
- Riskli Durumlarla İlişkisi: Büyük veya çok sayıda plasental göl, aşağıdaki durumlarla ilişkilendirilebilir, ancak bu nadir görülür:
- Plasenta previa veya ablasyon (plasentanın ayrılması)
- Fetal büyüme kısıtlılığı (IUGR)
- Preeklampsi
- Annede koagülasyon bozuklukları
- Ayırıcı Tanı: Plasental göller, plasental hematom, venöz sinüsler veya kistik dejenerasyon gibi diğer plasental anormalliklerle karıştırılabilir. Doppler incelemesi, ayırıcı tanıda yardımcıdır.
Yönetim ve Takip
- İzole Bulgular: Eğer plasental göller izole bir bulguysa (fetal anomali, büyüme geriliği veya maternal komplikasyon yoksa), genellikle ek bir müdahale veya sıkı takip gerektirmez. Rutin gebelik ultrasonları yeterlidir.
- Şüpheli Durumlar: Büyük plasental göller (>3 cm), çok sayıda göl veya eşlik eden anormallikler varsa, aşağıdaki adımlar önerilir:
- Fetal büyüme ve iyilik halinin izlenmesi (biyofiziksel profil veya Doppler ile)
- Maternal sağlık durumunun değerlendirilmesi (tansiyon, kanama öyküsü)
- Gerekirse perinatoloji uzmanına konsültasyon
- Doğum Planlaması: Plasental göllerin varlığı genellikle doğum yöntemini veya zamanlamasını değiştirmez, ancak eşlik eden komplikasyonlar varsa (örneğin plasenta ablasyonu riski), sezaryen düşünülebilir.
Anne Adaylarına Mesaj
Plasental göller, çoğu zaman normal gebeliklerin bir parçasıdır ve endişe gerektirmez. Ancak boyutları büyükse veya başka sorunlarla birlikte görülüyorsa, doktorunuz ek testler veya takip önerebilir. Ultrason bulgularınızı doktorunuzla tartışarak içinizin rahat olmasını sağlayabilirsiniz.
Sonuç
Plasental göller, gebeliğin ultrasonografik değerlendirmesinde sık rastlanan ve genellikle benign (iyi huylu) bir bulgudur. Doğru tanımlama ve uygun klinik bağlamda değerlendirme ile anne ve bebek sağlığı için risk oluşturup oluşturmadığı belirlenebilir.
Riskli gebelik